İnsan olarak, en önemli özelliğimiz sosyal yönümüzdür. Bu yönümüzü gereği kadar tanıyor ve ondan faydalanabiliyor muyuz sorusunun cevabını Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü akademisyenlerinden Prof. Dr. Sami Şener verdi. Günümüzde sosyolojinin rehberliğine daha çok ihtiyacımız olduğunu belirten Prof. Dr. Sami Şener; “En önemli özelliğimizin sosyal tarafımız olmasına rağmen bu yönümüzü tanımak bir yana, ondan uzaklaştığımızı düşünüyorum. Bu değerlendirmem, bir felaketin haberi olmamakla birlikte, bizleri yeniden kendimizi ve hayatımızı düşünmeye sevk edecek bir ikaz olarak kabul edilmelidir. Günümüzde giderek diğer insanlardan kopuk bir hayat yaşamaya başladık. Başkalarını değerlendirirken bile, onların düşüncelerini değil; bizim onlar hakkındaki kanaatimizi ölçü olarak alıyoruz” dedi. “Sosyal Hayat Gittikçe Daralıyor” Sosyal hayatın gittikçe daraldığını söyleyen Şener; “Bilgi, kültür ve davranışlarımızın amacı ve sonuçları hakkında çok fazla düşünmek istemiyoruz. Bir diğer ifadeyle, kendimizi değerlendirmek için çabamız oldukça azaldı. Teknoloji, hayatımızın her yönüne girdi ve toplumsal konuları sanki metreyle ölçülen veya tartı ile tartılan konular gibi son derece yüzeysel şekilde ele aldı. Vücudumuzu güzelleştirmek, giyimimizi daha lüks hale getirmek için bin bir çaba ve masrafa girerken; bilgi, fikir ve proje üretme gibi konulara daha az zaman harcamaya, fakat bu tarz yaşayışın sonucunda basit sıkıntı ve mahrumiyetler karşısında telaşa kapılmaya başladık” şeklinde konuştu. “Sosyoloji, Hayatı Düzenlemede Bakış Açısı Kazandırır” Yeniden sosyal olmaya ihtiyacımız olduğunun altını çizen Şener; “Cep telefonları ve sosyal medyadan edinilen hazır bilgiler ile hayatımızı şekillendirmeye ve geleceğe hazırlanmaya çalışıyoruz. Halbuki bu bilgileri hazırlayanların güdümünde hareket etmek zorunda değiliz. Sosyoloji ve diğer sosyal bilimler, hayatı biçimlendirmeye yarayan bilgi ve metotları bize verirken; onlardan daha fazla faydalanmaya ihtiyacımız var. Sosyoloji; toplum bilimi olarak toplumun tüm özellik ve dinamikleri ile ilgili bilgi ve teknikleri bize vererek, bizi daha donanımlı hale getirmeye çalışıyor. Bizler sadece teknik veya idari konuya yoğunlaşmayıp, öncelikle insanın ve toplumun bilgisi ile hayata bakmak zorundayız. Sosyoloji ve sosyal bilimlerin, bize bilgi yüklemesi yapmak yerine, hayatı düzenlemede bir bakış açısı kazandırdığını bilmeliyiz” ifadelerine yer verdi. “Sosyal Bilgilere Sahip Olmak, Dünyayı Anlama ve Sorunları Çözme Becerileri Kazandırıyor” Sadece toplumda değil, Ailedeki anlayış, ilişki ve tutum eksikliğini sosyal bilgileri geliştirerek giderebilme imkanına sahip olduğumuzu söyleyen Şener; “İş hayatındaki problemlerin insanı iyi tanımak, sosyal ilişkileri geliştirmek ve öncelikle ahlaki bir bakış açısı kazanmak ile düzenleneceğini bilmemiz gerekiyor. Yeterli yetkinlik kazanılabilmek için insana odaklanmak, öğrencilerin problemlerini çözmek ve insanı hayata hazırlamaya yönelik sosyal bilgi ve sistemlere sahip olmanın en önemli şartı eğitimdir. Toplumsal düzenin sağlanması için kaliteli bir eğitim sistemi de ön plana çıkıyor. Öğrencilere sadece akademik bilgiler öğretmekle kalmayıp, onları sosyal hayata hazırlamak da gerekiyor. Sosyal bilgi ve sistemlere sahip olmak, öğrencilere çevrelerindeki dünyayı anlama ve sorunları çözme becerileri kazandırıyor. Problemleri çözme yetenekleri gelişen bireyler, toplumsal sorunlara daha etkili çözümler üretiyor ve toplumsal dönüşümün aktif bir parçası olabiliyor” dedi