Günümüz toplumlarında kitlesel insan hareketlilikleri yaygınlık kazanıyor ve bu tür hareketler toplumların ‘çok kültürlü’ bir yapıya bürünmelerine neden oluyor. Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Alptekin, göçlerin ve ekonomik koşulların göçmenlerin davranışlarına etkisi hakkında önemli bilgiler paylaştı. “Göçün Temel Nedeni, Ekonomik Dinamiklerdir” Mevcut veriler ışığında dünyada yaklaşık 280 milyon insanın uluslararası göç gerçekleştirdiğini belirten KTO Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Alptekin; “Dünyada yaklaşık 280 milyon insan bulunduğu yeri terk ederek farklı bir coğrafyada yaşamını idame ettiriyor. Bu sayı dünya nüfusunun yaklaşık %3,6’sına tekabül ediyor. Göçlerin yönüne bakıldığında daha çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası göçmenlere ev sahipliği yaptığı görülüyor. Buradan da göçün temel nedeninin ekonomik dinamikler üzerine kurulu olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır” ifadelerine yer verdi. “Göçün Arkasında Yatan Nedenler Gibi Karşılaşılan Zorluklarda Değişkenlik Göstermektedir” Göçmenlerin; farklı eğitsel, sosyo-ekonomik, mesleki ve kültürel özelliklere sahip olduğunu söyleyen Alptekin; “Göçün arkasında yatan nedenler gibi karşılaşılan zorluklarda değişkenlik göstermektedir. Geçim kaygılarıyla birlikte yeni ve bilinmeyen bir çevrede yaşama tutunabilme, kültürel, dilsel farklılıklara rağmen iletişim kurabilme ve hayatta kalabilme çabaları, yeni yaşam alanının getirdiği zorluklar, ait olunan çevreden ayrılma, böylece yalnızlaşma ve marjinalleşme bahse konu zorluklardan bazılarıdır. Belki bu sürece yakınlarından ayrılma ve beraberinde aidiyet duygusundan uzaklaşma, sosyal uyum güçlükleri de eklenebilir” şeklinde konuştu. “Göçmenlerin, Koruyucu Önleyici Ruh Sağlığı Hizmetlerinden Yararlanmaları Çok Önemlidir” Göçmenlerin, göç ettikleri zamandaki fiziksel ve zihinsel durumlarının, seyahatlerin uzunluğu ve zorluğunun, göç edilen yerdeki koşulların onların beden ve ruh sağlığı üzerinde etkili olduğundan bahseden Alptekin; “Göç öncesinde, sırasında ve sonrasında ruh sağlığını olumsuz etkileyen, her biri risk faktörü olan çok sayıda güçlük ve travmatik olay göçmenlerde stres, kaygı, depresyon gibi bazı ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir. Bu noktada uluslararası göçmenlerin sosyal refah hizmetlerine insan onuruna yaraşır bir şekilde erişebilmeleri, koruyucu önleyici ruh sağlığı hizmetlerinden yararlanmaları çok önemlidir. Aksi takdirde göçmenlerin ruh sağlığı sorunları artabilir, bir ucu kendine zarar verme veya intihar gibi yaşamı tehdit eden riskli davranışların ortaya çıkmasına neden olabilir” dedi.