Kurban Bayramı’nda, sağlıklı beslenmenin temel ilkelerine, besin seçimlerine, porsiyon kontrolüne, besinlerin pişirilme ve saklanma yöntemlerine dikkat etmek diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi pek çok hastalığın önlenmesinde önemlidir. Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü akademisyenlerinden Dr. Muteber Gizem Keser, gerek bayram süresinde gerek bayramdan sonra vücut ağırlığının ideal ölçüde tutulmasının ve beraberinde gelebilecek hastalıkların önlenebilmesi için beslenme ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. “Günün En Önemli Öğünü Kahvaltıya Dikkat Edilmeli” Kurban Bayramı’nda nasıl sağlıklı beslenilebileceği konusunda tavsiyelerde bulunan KTO Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü akademisyenlerinden Dr. Muteber Gizem Keser; “Bayram süresince kahvaltı öğününün atlanmaması gerekiyor. Kahvaltı, uzun süren açlık sonrasında sistemin enerji elde etmek için aldığı en önemli kaynağı sağlıyor. Kahvaltıda kavurma gibi et yemekleri yerine, hafif besinler tüketmek önem arz ediyor. Peynir, zeytin, yumurta, mevsim yeşilliği, açık çay, mümkünse ceviz, badem (porsiyon kontrolü sağlanarak) yağlı tohum gibi yiyecekler ile kahvaltıyı desteklemek sindirim sistemi şikayetlerin oluşumunu önlüyor” dedi. “Lif Alımı İçin Sebze Tüketimi İhmal Edilmemeli” Etlerin sebzelerle beraber tüketilmesinin hem besin değeri hem de lif alımı açısından önemli olduğunu söyleyen Keser; “Özellikle sindirim sistemi hastalığı olan bireylerin eti birkaç gün (minimum 24 saat) buzdolabında dinlendirdikten sonra tüketmesi sağlık problemlerinin önlemesinde fayda sağlayacaktır. Özellikle kalp-damar hastalığı öyküsü olan, kan yağları yüksek seyreden, vücut ağırlığı fazla olan bireyler, porsiyon kontrolü sağlamalı ve etin yağlı kısımlarını tüketmemelidir. Pişirime yöntemi olarak, mümkün olduğunca kızartma veya kavurma yerine haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmelidir. Pişirilirken yanına domates, biber gibi sebzelerin de eklenmesi, sağlığa zararlı toksik etki gösterebilecek maddelerin etkisinin azalmasına yardımcı olmaktadır. Et ve etli yemeklerin yanına sofrada bol limonlu bir salata en iyi seçeneklerdendir. Mevsim yeşilliklerinden oluşan limonlu bir salata, C vitaminin etkisi ile kanserojen maddelerin oluşumunu azaltacak; aynı zamanda öğün içinde alınacak lif miktarını artıracaktır. Çiğneme sayısının çok olması da sindirim problemlerinin önüne geçecektir” şeklinde konuştu. “Ayran veya Yoğurt Tüketimi Sindirimin Kolaylaşmasına Yardımcı Olur” Yemeklerde ayran ya da yoğurt tüketiminin sindirimi kolaylaştıracağını belirten Keser; “Yemeklerde, etin yanında gazlı içecekler, meşrubatlar yerine taze meyve tüketilmelidir. Yemeğin yanında ayran, yoğurt gibi içerisinde kalsiyum, B2, B12 vb. vitaminler ve protein bulunan ürünler, sindirimin de kolaylaşmasına yardımcı olacaktır. Bu besinler, laktoz hassasiyeti olan bireyler için de iyi birer alternatiftir” ifadelerine yer verdi. Etin Muhafazasında Önemli Noktalar Kurban etinin muhafaza edilmesindeki önemli noktalara değinen Keser; “Et büyük parçalar halinde değil, küçük parçalara bölünerek buzdolabı poşetine konulmalı veya yağlı kâğıda sarılarak buzluk kısmında ya da derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, -18 derece derin dondurucuda 3 ay muhafaza edilebilir. Et, kıyma haline getirilirse, muhafaza süresi kısaldığı için buzdolabında iki günden fazla saklamamalıdır. Et, derin dondurucudan çıkarılıp tüketilmek istendiğinde ise oda ısısında, kalorifer veya klima aracılığıyla değil, buzdolabında ya da mikrodalga fırında çözdürülmelidir. Oda ısısında çözdürülen et ürünleri, patojenlerin üremesi için ortam oluşturmaktadır” dedi.