Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Yücel Özdemir, hukuk sistemimizdeki önemli ve tartışmalı bir konu olan kamulaştırmasız el atma sorununu ele aldı. KTO Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yücel Özdemir, hukuk uygulamalarında devletin ve genel olarak idarelerin, özel kişilerin taşınmaz mülkiyetine müdahale yöntemlerinin başında imar uygulamaları ve kamulaştırmanın geldiğini, bu iki yolun da sınırları ve kuralları sıkı şekilde belirlenen “Kanunilik İlkesi”nin en etkin şekilde uygulandığı alanlar olduğunu belirtti. Ancak bu uygulamalarda zaman zaman hukuka aykırı müdahalelerin de gerçekleştiğine dikkat çekti. “Kamulaştırma, Yaygın Şekilde Uygulanmaktadır” Özdemir; “Kamulaştırma, imar uygulamaları kapsamında bir araç olarak kullanıldığı gibi, imar uygulamaları dışında bağımsız bir mülkiyete müdahale yöntemi olarak da yaygın şekilde uygulanmaktadır. Nitekim bu uygulamalar öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu başta olmak üzere birçok özel kanunda düzenleme alanı bulmuştur. Kamulaştırmasız el atma ise, idarenin taşınmaz mallara kamulaştırma hukukuna aykırı olarak ve yetkilerini aşarak müdahalede bulunduğu eylemleri ifade etmektedir. Bu durum, kamulaştırma işlemlerinin hiç yürütülmemesi ya da usulüne uygun yürütülmemesinden kaynaklanır.” dedi. “Kamulaştırma Yetkisi Sadece Belirli İdarelere Tanınmıştır” Özdemir, "Anayasamızın 46. maddesinde düzenlenen kamulaştırma, devlet ve kamu tüzel kişilerinin kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırması, yani kamu kuruluşlarının tasarrufuna geçirmesidir. Kamulaştırma yetkisi belirli konularla sınırlı olmak üzere ve sadece belirli idarelere tanınmıştır. Kamulaştırma, hukuka uygun şekilde zorla el atılan taşınmazın gerçek karşılığının peşin olarak ödenmesiyle tamamlanabilir" ifadelerini kullandı. “Kamulaştırmasız El Atmanın Önemli Hukuki Sonuçları Olmaktadır” Özdemir, idarenin kamulaştırmasız el atmasının, büyük bayındırlık eserlerinin yapımından kaynaklanabileceği gibi imar uygulamaları kapsamında ya da başka taşınmaz ihtiyaçları nedeniyle de oluşabileceğini belirtti. "Örneğin enerji nakil hatları, boru hatları, yol, köprü, baraj ya da sulama kanallarının yapımından doğan gereklilikler böyledir. Burada her zaman idarenin bilinçli bir müdahalesinden söz edemeyiz. İdare kamulaştırma usulünün zorluklarından kurtulmak amacı dışında, ihmal nedeniyle ya da tamamen öngöremediği şekilde el atmış olabilir. Ancak taşınmaz maliki bakımından bunun bir önemi olmayıp her halde hakkı anormal şekilde kısıtlanmış olmaktadır. Böylece malikin tazminat, el atmanın önlenmesi ya da ecri misil talebi gibi hakları doğmaktadır" diye ekledi. Özdemir, idarenin kamu hizmetleri kapsamında bu tür kasıtlı ya da kasıtsız el atmaları yaygınlaştığı için, kanun koyucunun bu hukuka aykırılıkları zamanla hukuka uygun hale getiren düzenlemeler yapma yoluna gittiğini belirtti.